Sıcak bir yaz gününde karınca sırtına yüklediği kocaman bir çekirdek tanesini yuvasına götürmeye çalışıyormuş. Karınca çok yorulduğu zaman aklına hep kış mevsimi geliyormuş. Çünkü şimdi çalışıp kış için hazırlık yapmazsa kış soğuğunda aç açık ortada kalacağını biliyormuş. Bu yüzden ne kadar yorulsa da bu düşünceler ile durmak bilmeden çalışıp yuvasına yiyecek taşıyormuş.
Karınca yuvasına giden yolda, ağustos böceğine rastlamış. Ağustos böceği kavurucu yaz güneşinden korunmak için geniş yaprakları olan bir ağacın gölgesine uzanmış, saz çalıp şarkılar söylüyormuş.
Açıkçası ağustos böceğinin keyfine diyecek yokmuş. Karınca bir kendi haline, birde ağustos böceğinin bu durumuna bakmış. Kendisi sırtına kocaman çekirdekler yükleyip yaz güneşinde kavrulurken, ağustos böceği yaz mevsiminin keyfini sürüyormuş. Onun bu haline çok şaşırmış, kendi kendine “ağustos böceği kış için hazırlığını erken tamamladı galiba” diye düşünmüş.
Ağustos böceği karıncayı sırtında kocaman bir yükle görünce ona seslenip, “karınca kardeş bu sıcakta kendini neden böyle yoruyorsun, gel yanıma sana şarkılar söyleyeyim, birlikte eğlenelim” demiş.
Karınca da “Teklifin için teşekkür ederim ama kış için bir an önce hazırlığımı tamamlamam lazım. Bu yüzden sana eşlik edemeyeceğim. Görünen o ki sen kış hazırlığını tamamlamışsın ki saz çalıp, şarkılar söylüyorsun” deyince, ağustos böceği karıncaya “Ooo karınca kardeş daha kışa çok zaman var. Kışa yaklaşınca ben kısa bir sürede çalışır hazırlığımı yaparım. Senin için bir çekirdeği yuvana taşımak bile büyük bir iş ama benim için bu çocuk oyuncağı, o yüzden benim kış hazırlığım uzun sürmez. Sana kolay gelsin.” Demiş.
Karınca ağustos böceğinin kendisini küçümsediğinden ona alınmış. Ama bir şey söylemeden ağustos böceğini tekrar selamlayıp yoluna devam etmiş.
Karıncanın yaz mevsimi hep çalışarak geçmiş ama bütün kış hazırlığını da tamamlamış. Ağustos böceği ise keyfini hiç bozmamış her gün şarkılar söyleyerek gezip eğlenmiş. Tabi bu sırada da yaz bitmek üzereymiş.
Ve sonunda bir gün aniden yaz geçip kendini soğuk mevsime bırakmış. Karınca ve diğer canlılar kış mevsimin kendini göstermesiyle yuvalarına çekilip, sıcak yuvalarının keyfini çıkarmaya başlamışlar. Ağustos böceği ise dışarıdaki soğuk havayı görünce hemen yiyecek bir şeyler toplamaya çalışmış ama her yeri kar kapladığı için hiç bir şey bulamadan eli boş dönmüş.
Ağustos böceği soğuktan üşüyor, karnını doyurmak için ne yapacağını düşünüyormuş. Yiyecek bir şey bulamayınca karıncanın kapısını çalıp ondan yiyecek istemeye karar vermiş. Karıncanın yuvasına gidip kapıyı çalmış. “Karınca kardeş senden biraz yiyecek istemek için geldim. Bana biraz yiyecek ödünç verebilir misin? Söz yaz gelince sana borcumu öderim” deyince, karınca ağustos böceğine yaz boyunca neden hazırlık yapmadığını sormuş.
Ağustos böceği yaz boyunca saz çalıp şarkı söyledim diye cevap vermiş.
Karınca da bunun üzerine ağustos böceğine “öyleyse şimdi de şarkı söyleyip karnını doyur, dans ederekte ısınmaya çalış” demiş.
Ağustos böceği sorumsuz davranışının cezasını kış boyu aç kalıp ve soğukta üşüyerek çekerken, karınca da yaz mevsiminde çalışmanın keyfini kışın sıcak yuvasında sürmüş ve böylece çalışmasının karşılığını sonunda almış.