Bir varmış bir yokmuş zamanın birinde büyük bir ormanda kral aslan ile vezirleri tilki ile kurt yaşarmış. Ormanın her şeyi onlardan sorulurmuş. Aslan kral bu ormanda adaleti ile bilinirmiş. Vezirleri tilki ile kurt ise kurnazlığıyla tanınırlarmış.
Çok güzel bir yaz günü Aslan Kral tahtında oturmaktan sıkılmış. Ormana gidip biraz avlanmak istemiş yanına vezirleri tilki ile kurtu da almış. Sabahın erken saatlerinde yola çıkmalarına rağmen bütün ormanı gezmişler ancak ağlayacak tek bir hayvan bile bulamamışlar. Gece olduğunda vezirler Aslan Kral’a “sayın kralım artık ormana dönmenin zamanı geldi hava karardı dilerseniz ormana dönelim avımıza daha sonra devam ederiz” demişler.
Ama aslan kral eve eli boş dönmeyi kendine hiç yakıştıramamış. Öyle ya kendisi bu koca ormanın kralıymış. Diğer hayvanlar onun ava çıkıp elinin boş döndüğünü bilirlerse Ormandaki itibarının azalacağını düşünmüş. Ama yinede eve dönmek zorunda kalmışlar çünkü aslan kral artık biraz yaşlandığından gece karanlığında etrafı göremiyormuş bu yüzden ablanamayacağını anlayıp, vezirleri tilki ve kurt ile birlikte eve dönmüşler.
Aslan kral bu durumu hiç hazmedememiş. Hemen vezirlerini yanına çağırtmış. “Benim avlanamama hanginiz sebep oldu yoksa ava çıkacağımı ormandaki diğer hayvanlara haber mi verdiniz?” deyince tilki ile kurt, aslanın bu işten kendilerini sorumlu tutacağını anlayınca hemen suçu başka birine atmaya karar vermişler.
Kurnaz tilki söze girip “Aman kralım biz senin vezirleriniz ava çıkacağını başka bir yerde hiç söyler miyiz? Senin söylediklerini bir sır olarak hep saklarız bilirsin. Bu avdan elimizin boş dönmemizin sebebi bilge kaplumbağadır” demiş.
Aslan kral “nasıl yani bilge kaplumbağa benim avıma nasıl engel olabilir” deyince de tilki kurnazlığı ile bir yalan uydurmuş. “Kralım bilge kaplumbağa herkes tarafından uğursuz olduğuyla bilinir. Siz ava çıktığınızda yürürken önünüzden geçtiği için talihiniz kapandı. Bu yüzden de eve eli boş döndük” demiş.
Aslan tilkinin bu yalanına inanıp bilge kaplumbağayı hemen tahtına çağırtmış. Veziri tilki ile kurt hemen gidip onu aslan krala getirmişler. Bilge kaplumbağa ne olduğundan habersiz aslan kralın önüne çıkarılmış.
Aslan bilge kaplumbağaya “seni ölüme mahkum ediyorum” deyince kaplumbağa bu olanların ilk başta şaka olduğunu düşünmüş ama aslan kral çok ciddiymiş. “Sen nasıl olurda benim gibi bir kralın ava çıkarken önünden geçip uğursuzluğa sebep olursun? Senin yüzünden tek bir av bile yakalayamadım. Duyduğuma göre sen çevrende uğursuzluğun ile bilinirmişsin” demiş.
Bilge kaplumbağa tecrübesi ve zekası ile bu yalanı kurnaz tilkinin söylediğini anlamış. Kendi kendine aslanın ölüm cezasından nasıl kurtulacağını düşünürken aklına zekice bir fikir gelmiş.
Aslan bilge kaplumbağaya “şimdi son sözlerini söyle sonra da cezanı çekeceksin” deyince kaplumbağa söze girmiş. Kralım siz bu ormanın kralısınız, adaletiniz ile bilinirsiniz. Sizin adaletinize güvenerek bir şey söylemek istiyorum” demiş. Aslan söyle seni dinliyoruz deyince, “dün ben sizin önünüzden geçtiğim için avınızdan oldunuz, sizde dün benim önümden geçmiştiniz ben ise canımdan oluyorum, bu adalet mi” demiş.
Aslan Kral bilge kaplumbağanın sözünü işitince adaletsiz bir karar verdiğini anlamış ve kaplumbağaya “doğru söyledin, bu bir kralın adaletine yakışmaz seni affediyorum” demiş.
Bilge kaplumbağa, bilgeliği ve zekası ile canından olmaktan böylece kurtulmuş ve evinin yolunu tutmuş.