egiticimasallar.com sitemizde Küçük Deniz Kızı Hikayesi ve Masalı Okuyorsunuz.
Evvel zaman içinde, çok uzaklarda okyanuslar ülkesi diye bir yer varmış. Bu ülke, okyanusun dibinde, suların derinliklerinde kocaman bir şatoymuş. Bu ülkenin kralının altı tane kızı varmış. Bu altı kız kardeşin anneleri uzun bir zaman önce ölmüş. Onlara büyükanneleri bakıp büyütmüş. İçlerinde en güzel olanı ise en küçükleriymiş. Bu küçük deniz kızı prensesin altın rengi upuzun saçları, bukleler halinde beline kadar uzanıyormuş. O kadar güzelmiş ki, onu kim göre âşık oluyormuş.
Prensesler, büyükannelerinin onlara anlattığı, yeryüzüyle alakalı hikayeleri çok severler ve merakla dinlerlermiş. Yeryüzünü hiç görmediklerinden çok merak ediyorlarmış. Hayallerinde canlandırıp insanların bacaklarının olmasına, yürüyebilmelerine çok şaşırıp, acaba nasıl bir şey diye düşünüyorlarmış. Küçük deniz kızı bir gün mutlaka yeryüzüne çıkıp, nasıl bir yer olduğunu görmeliyim diyormuş. Ama on sekiz yaşından daha küçüklerin yüzeye çıkmaları ülkedeki kurallara göre yasakmış. Kardeşlerin en büyüğü on sekizini geçer geçmez yüzeye çıkıp, orada gördüklerini diğer kardeşlerine anlatmış. Ancak küçük deniz kızının merakını gidermeye ablasının anlattıkları yetmemiş.
Aradan yıllar geçip küçük deniz kızı on sekiz yaşını geçtikten sonra, yüzeye çıkmanın vakti gelmiş. O güne dek merek ettiği, sadece anlatılanlarla yetindiği yeryüzünü sonunda kendi gözleri ile görebilecekmiş. Bunun için çok mutlu ve bir o kadar da heyecanlıymış. Okyanusun derinliklerinden yüzeye doğru hızlı hızlı yüzmeye başlamış. Yüzeye yaklaştığında tepesinde kocaman bir geminin durduğunu görmüş. İlk kez gördüğü bu gemiye biraz daha yaklaşıp iyice bakmak istemiş. Geminin yanına yaklaşınca güvertede duran yakışıklı bir gemici prens görmüş. Gemicinin bacaklarının olduğunu, yürüyebildiğini görüp hayran hayran izlemeye başlamış.
Deniz kızı yakışıklı gemiciyi izlerken hava kararıp birdenbire fırtına başlamış. Gemi rüzgârın etkisiyle beşik gibi sallanıyormuş. Kısa bir süre sonra yelkenleri yırtılmış, direği kırılınca gemi de sulara gömülmeye başlamış. Gemici prensi takip eden küçük deniz kızı, hızlıca yüzüp onu azgın sularda boğulmaktan kurtarmış. Gemici prensi çekip kıyıya taşımış. Sabaha olup güneş açıncaya kadar kıyıya çıkıp onun uyanmasını beklemiş.
Biraz zaman geçince prens yavaşça gözlerini açmış. Tam o sırada etraftan yüksek sesler gelmiş. Sahilden koşarak gelen kızlar prensin boğulduğunu düşünüp onlara doğru koşmaya başlamış, küçük deniz kızı korkup hemen denize geri dönmüş ve ülkesinde onu merak edeceklerini düşünüp eve dönmüş.
Küçük deniz kızı okyanuslar ülkesindeki şatolarına geri dönmüş ama yeryüzünde gördüğü prensi de aklından çıkaramıyormuş. Bir gün onunla tekrar karşılaşma isteği dayanılmayacak bir hal almış. Kimseye konuşup, düşündüklerini anlatamıyormuş. En sonunda okyanuslar ülkesi cadısından yardım istemeye karar vermiş.
Cadı küçük deniz kızını dinlemiş. Küçük deniz kızı yeryüzüne yüzgeçleriyle adım atamayacağından ondan yürüyebilmek için bir çift bacak istemiş. Cadı da vereceği bacaklar karşılığında deniz kızının o güzel sesine sahip olmak istediğini söylemiş. Deniz kızı bu teklifi kabul etmiş.
Çocuk Masallarından Küçük Deniz Kızı Masalını okuyorsunuz.

Cadı: “Şimdi beni iyi dinle, sana bir iksir vereceğim. Yüzeye çıkıp prensi gördüğünde bu iksiri içeceksin ve bacaklara sahip olacaksın. Yalnız prense kendini sevdirip, onunla evlenemezsen bir deniz köpüğüne dönüşeceksin. Ve sonsuza kadar yok olacaksın. Haydi sana iyi şanslar” diyerek onu göndermiş.
Deniz kızı yüzeye çıkıp biraz aradıktan sonra prensi bulmuş. İksiri içince bacakları gelmiş ve yürümeye başlamış. Prensin yanına gidince, prens onu görüp çok etkilenmiş. Birlikte sahilde yürümeye başlamışlar. Ama prens deniz kızına evlilik teklifi etmemiş. Çünkü prens yakında başka bir ülkenin prensesi ile evleniyormuş. Küçük deniz kızı bunu öğrendiğinde çok üzülmüş. Bir süre sonra prens ile vedalaşıp ayrılmışlar. Küçük deniz kızı gözlerinde yaşlarla denize dönmüş. Cadının söylediği gibi bir deniz köpüğü olup yok olmayı beklemeye başlamış.
O sıra yüzeye çıkan diğer kardeşlerini fark etmiş. Kardeşleri küçük deniz kızının yanına gelip, cadıyla bir anlaşma yaptıklarını söylemişler.
Cadı kardeşlerinin birinin saçları karşılığında onlara bir hançer vermiş. “Bunu küçük deniz kızına götürün. Eğer bu hançeri prensin göğsüne saplarsa yeniden bir deniz kızı olarak yaşamaya devam edecek. Deniz köpüğü olmaktan kurtulacak” demiş. Ama küçük deniz kızı ne kadar prensin yanına gidip, ona elindeki hançeri saplamak istemişse de yapamamış. Prensi sevdiğinden ona asla zarar vermek istemiyormuş. Tekrar deniz kıyısına dönen küçük deniz kızı, ağlayarak kendisini yavaşça suya bırakıp ve sonsuza dek bir deniz köpüğüne dönüşmüş.
egiticimasallar.com‘da Küçük Deniz Kızı Masalı okudunuz. Lütfen bizimle görüşlerinizi yorum kısmında paylaşmayı unutmayınız.

GüzEL yazı ellerınze saglık kızıma bol bol okudum