Bir varmış bir yokmuş, zamanın birinde güzel bir ormanda anne domuz ile üç yavrusu yaşarmış. Üç küçük domuzcuk bir gün annelerine kendilerine ait olan bir evde yaşamak istediklerini söylemişler. Anne domuz ise onların bu isteğine hayatın gerçeklerini öğrenip kendi ayakları üzerinde durabilsinler diye karşı çıkmamış. Yavruları üç küçük domuzcuğa “Madem kendi evinizi kurup kendinize ait bir yerde yaşamak istiyorsunuz, peki kabul ediyorum. Ama size bir nasihatte bulunmak istiyorum. Evlatlarım hayatta ne yaparsanız yapın elinizden gelenin en iyisini yapmaya gayret edin” demiş.
Bunun üzerine üç küçük domuzcuk annelerinin yanından ayrılıp ormanda ev yapacakları bir yer bulabilmek için yürümeye başlamışlar. En küçük olan domuzcuk biraz yürüdükten sonra ben evimi işte buraya yapacağım diyerek durmuş. Etraftan çalı, çırpı toplamaya başlayınca ortanca domuzcuk küçük kardeşine “kardeşim sen evini bu çalı çırpılarla mı yapacaksın, bunlarla yapacağın ev hiç sağlam olmaz. Eğer kurt gelirse evine girebilir” demiş. Küçük domuzcuk “Bir şey olmaz benim evime kurt giremez. Bu çalı çırpılarla evimi hızlıca yapıp oyun oynamaya daha fazla vakit ayıracağım” demiş. Evini yapması tam üç saat sürmüş. Ve sonrasında da ormanda oyun oynamaya başlamış.
Ortanca domuzcuk ile büyük domuzcuk biraz daha yürümüşler. Bu kez de ortanca domuzcuk “ben evimi işte buraya yapacağım” diyerek durmuş. Etraftan odun kesip evini yapacağı yere taşımaya başlamış. En büyük domuzcuk ortanca kardeşine, “kardeşim evini bu tahtalarla yaparsan kurt gelip evine girebilir. Daha sağlam bir ev yapmalısın” deyince, ortanca domuzcuk bir şey olmaz deyip evini yapmaya devam etmiş. Ortanca domuzcuğun evini yapması üç gün sürmüş. Sonra da ormanda koşup eğlenmeye başlamış.
Büyük domuzcuk ormanın en yüksek tepesine yürümüş. Buradan bütün orman görünüyormuş. Kendi kendine “Burası bir ev yapmak için çok iyi bir yer. Etraftaki tehlikeleri fark etmem kolay olacak.” diye düşünüp taşlardan, kayalardan toplamaya başlamış. Ağır kayaları taşları taşırken biraz zorlanmış ama pes etmemiş. En sonunda evini üç ayda sağlam bir şekilde yapmış ve evinin orman manzaralı bahçesinde dinlenmeye koyulmuş.
Bir gün küçük domuzcuk ormanda oynarken çalılıklardan bir ses duyup irkilmiş. Etrafına bakarken aniden kocaman bir kurdun saldırısına uğramış. Koşa koşa çalı çırpıdan yaptığı evinin içine girmiş. Kurt içerdeki domuzcuğa seslenip, “Küçük domuzcuk benden kaçamazsın, hemen dışarı çık. Yoksa bu evi bir üfürüğümle yıkarım” demiş. Domuzcuk dışarı çıkmayınca kurt evi bir çırpıda yıkmış. Küçük domuzcuk bu kez, ortanca domuzcuğun evine doğru kaçmaya başlamış.
Ortanca domuzcuğun evine varınca ona kurdun buraya geldiğini söylemiş. Ortanca domuzcuk “gelirse gelsin burada bize bir şey yapamaz.“ Demiş. Kurt birazdan gelip ortanca domuzcuğun kapısına dayanmış. “Sizi küçük domuzlar hemen dışarı çıkın yoksa bu evi bir pençe ile yıkarım” demiş. Domuzcuklar dışarı çıkmayınca kurt da gerçekten bir pençe ile tahta evi de yıkmış. Bu sefer iki küçük domuzcuk birden koşa koşa büyük domuzcuğun evine gitmişler.
Ona olanları anlatıp kurdun peşlerinde olduğunu söylediklerinde, büyük domuzcuk sakin bir şekilde “kurt bu evi ne yapsa yıkamaz korkmayın” demiş. Kurt büyük domuzcuğun kapısına gelip, “küçük domuzcuklar dışarı çıkın yoksa bu evi diğerlerini yıktığım gibi sizin başınıza yıkarım” demiş. Domuzcuklar dışarı çıkmayınca kurt eve saldırıp yıkmaya çalışmış. Ama ev taş duvar olduğu için ne kadar uğraşsa da evi yıkmayı bırak, titretememiş bile… Sonunda yorulmuş ve evi yıkamayacağını anlamış. En sonunda evin bacasından girmeye karar vermiş.
Büyük domuzcuk kurdun bacadan girmeye çalışacağını anlayınca şömineyi ateşe vermiş. Üstüne de bir kazan su koymuş. Kurt çatıya tırmanana kadar kazandaki su kaynamış. Kurt bacadan atlayıp içeri girmek isterken şöminenin üstünde kaynayan kazanın içine düşmüş. “İmdaaat” diye bağırmaya başlamış.
Böylece en büyük domuzcuğun yaptığı sağlam ev sayesinde üç küçük domuzcuk da kurttan kurtulmuşlar. Üç küçük domuzcuğun aklına annelerinin söylediği söz gelmiş. Ne yaparlarsa yapsınlar önemli olan şeyin, ellerinden gelenin en iyisini yapmak olduğunu anlamışlar.